3 Nisan 2020 Cuma

Karantinada “Durmak”


Kirli, soğuk, kasvetli günlerin ardından, güneş yüzünü gösterdi de, kapıya çıkıp biraz nefes aldım bugün. Kuşların cıvıltılarını dinledim. Ayvanın çiçeklenişine sevindim. Ihlamura sarıldım. Onların yerli yerinde duruşu, biraz olsun umutlandırdı kalbimi. Baharın her şeye rağmen gelişi, kaygılarımı, sancılarımı biraz olsun yatıştırdı, dinlendirdi. 

Günlerdir yazı yüklemiyorum. İçimden gelmiyor. Çocuksu bir heyecanla adına, “Günlerin Yuvarlanışı” dediğim ve tüm eski yazılarımı toparlamak için açtığım bu siteye, sanıyorum artık yeni yazılar yükleyeceğim. Eskilerden, bu zamana dair paylaşmaya değer pek bir şey bulamıyorum çünkü. Üstelik, bu alışılmadık günleri, hiçbir şey hissetmiyormuş gibi davranarak geçirmeyeceğim.

Ben yazı yüklemedikçe, heyecanla bekleyen alışmış mesajlar da bıçak gibi kesildi birden. Bu beni az da olsa, alışmak konusunda düşündürdü. Belli ki yeniye alışmak kimse için kolay değil. Öyle bir haftada, iki haftada düzene girecek bir şey değil. Hele ki anlamadığına alışmak, olacak iş değil. 

Günlerdir, ufak tefek tavsiyeler dolaşıyor her yerde. Ödevler listesi diyorum onlara ben. İlkin, uykunu al, diye başlıyor liste. Uykunu mutlaka al, en az altı saat. Erken kalk, mutlaka. Yeni güne güzel bir yogayla başla, aman ha, sakatlanma, sakın hastanelik olma. Sonra içe dön, kendini dinle, duayla, meditasyonla. Şu kitapları oku, bu filmleri izle, çocuklarınla şu etkinlikleri yap, şu oyunları oyna. Şu yemekleri yap, mutlaka ekmek yap, mutlaka, bunların hepsini mutlaka yap. Resim yap, çöp adam bile çizemesen de. Roman yaz, şiir yaz, olmadı günlük tut, en güzel kalemlerinle. Herkesi her gün ara, görüşmekten kaçındıklarını bile. Müzik dinle, şu şarkıları mutlaka dinle, şu saatlerdeki canlı yayınları mutlaka izle. Temizlik yap, bol bol temizlik yap, karbonatla, sirkeyle. Mutlaka alışveriş yap, mutlaka yap, evden çıkmasan bile. Her gün yap. Her gün mutlaka bir şeyler yap… 

Ödev gibi listelerle güne başlamak, evet, başlarda o büyük boşluğa düşmekten daha iyi bir fikir gibiydi ama ya sonra? Evet, elbette bunların hepsi iyi niyetli tavsiyeler, bunların hepsi elbette olacak. Herkes, zaman içinde, farkında olmadan, kendine yeni uğraşlar bulacak. İçinden gelerek yapacak zaten herkes bunu. Fakat bu listelerde arayıp bulamadığım tek bir şey var; Durmak. Tutamadım kendimi, “Biraz yavaşlasak mı?” deyiverdim bugün bir arkadaşıma. Neden böyle oldu? Neler oluyor, neler olacak? Oturup düşünsek mi biraz? Biraz dursak mı yani? Dursak mı biraz? Tüketmeyi durdursak mesela, en başta. Satın almayı biraz durdursak. Nasılsa evde oturuyoruz, yoga yapıp, film izliyoruz diye, porselen yemek takımları ya da cilt bakım ürünleri sipariş etmesek mi biraz? Bir başkasının sağlığını düşündüğümüz için evden çıkmadığımız bu acayip günlerde, yan gelip yattığımız kanepede, bir başkasını çalıştırmaya devam etmesek mi? Dursak mı yani kısaca? Yangın alarmı çalıyor, şu televizyonun sesini biraz kıssak mı? Nefesimize göz dikmiş küçük yeşil canavar etrafımızda gezinirken, hiçbir şey olmamış, olmuyormuş, olmayacakmış gibi davranmayı durdurup, “Ne oluyor? Ne olacak?” diye sorsak mı biraz? 

Annem, “Bir şeyi bekliyor gibiyim, hiçbir şey yapamıyorum,” dedi geçen gün. Sanırım ben de öyle hissediyorum. Hastalanalım, iyileşelim, çabucak geçsin gitsin bu günler. Sonra da hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edelim. Sahi, öyle mi olacak? 

Günlerdir tek bir kitabın kapağını dahi açmadım. Bir şeyler izleyerek kısa süreliğine aklımdakileri dağıtıyorum. Biraz durunca, az önce ne izlediğimi unutuyorum. Gün doğumuna kadar oturuyor, kaçırdığım haber bültenlerini, röportajları dinliyorum. Öğlene kadar uyuyorum. En az altı saat. Tanıdığım herkesin bir arada olduğu, özlem dolu rüyalar görüyorum. Bir gün akşama kadar temizlik yapıyorsam, diğer gün yerimden bile kalkmıyorum. Bir gün sadece yemek yapıyorsam, ertesi gün yemek yemeyi bile unutuyorum. Bir gece sabaha kadar ütü yapıyorsam, ertesi gece sadece duruyorum.
Biçimsiz bir minder gibi duruyorum. 
Kendimi geliştirmiyorum. Kaldığım yerden devam etmiyorum. Bir şeylerin fena halde yolunda gitmediğini biliyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder